Yenidoğan çetesi davası, İstanbul’da bebeklerin sağlık durumlarını kötü göstererek özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sevk edilmesi, gereksiz tedaviler uygulanması ve bu yolla Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) haksız kazanç elde edilmesi iddialarını içeren bir davadır. Ayrıca, bazı bebeklerin ölümüne neden olunduğu da öne sürülmektedir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, 22’si tutuklu toplam 47 sanık yargılanmaktadır. Sanıklar arasında doktorlar, hemşireler ve 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanları bulunmaktadır. İddianamede, sanıkların bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettikleri, bazı bebeklerin ölümüne neden oldukları ve SGK’dan haksız kazanç sağladıkları iddia edilmektedir.
Dava sürecinde, tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hakkında tutuklama kararı verilmiş ve tutuklu sanık sayısı artırılmıştır. Mahkeme, 22 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına, 25 tutuksuz sanıktan 7’sinin tutuklanmasına karar vermiştir.
Davanın ilk duruşması 18 Kasım 2024’te başlamış ve sanıkların savunmaları alınmıştır. Sanıklar arasında suçlamaları kabul edenler olduğu gibi, birbirlerini suçlayan ifadeler de verilmiştir. Dava süreci devam etmektedir ve bir sonraki duruşma 13 Ocak 2025 tarihinde yapılacaktır.
Bu dava, sağlık sektöründe yaşanan ciddi bir skandal olarak nitelendirilmekte ve kamuoyunda büyük yankı uyandırmaktadır.

Yenidoğan Çetesi Tazminat Davası: Hukuki Bir Değerlendirme ve Sağlık Hukuku Perspektifi
Yenidoğan davası, sağlık sektöründe yaşanan etik ve hukuki ihlalleri gündeme taşıyan önemli bir olaydır. İstanbul merkezli olarak açılan bu dava, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde bebeklerin sağlık durumlarının kötü gösterilerek gereksiz tedavi uygulanması ve bu yolla Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) haksız kazanç elde edilmesi iddialarını içermektedir. Bu makalede, dava süreci, ilgili hukuki düzenlemeler ve sağlık sektöründeki denetim mekanizmaları değerlendirilecektir.
1- Yenidoğan Davası Olay Özeti ve İddialar
Dava, bazı sağlık çalışanlarının bebeklerin sağlık durumlarını manipüle ederek, önceden anlaşılan özel hastanelere sevk ettiği ve gereksiz tedavi masraflarıyla SGK’yı zarara uğrattığı iddialarını kapsamaktadır. Bununla birlikte, iddianameye göre:
Sanıklar arasında doktorlar, hemşireler ve 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanları bulunmaktadır.
Bazı bebeklerin yaşamını yitirdiği ileri sürülmekte, bu ölümlerin ihmal veya yanlış tedaviye bağlı olduğu öne sürülmektedir.
Suçlamalar; “Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “Kasten öldürme”, “Görevi kötüye kullanma” gibi Türk Ceza Kanunu’na (TCK) dayalı suçlardan oluşmaktadır.
2- Yenidoğan Davası Hukuki Çerçeve
Yenidoğan davasını değerlendirebilmek için sağlık hukuku ve ceza hukuku başta olmak üzere farklı hukuk disiplinlerinin bir arada ele alınması gereklidir.
2.1. Türk Ceza Kanunu (TCK)
TCK kapsamında sanıklara yöneltilen suçlamalar:
- Kasten öldürme (Madde 81): Yenidoğan yoğun bakımda ölen bebeklerin tıbbi ihmal veya hataya kurban gitmesi durumunda, sanıkların bu madde gereği yargılanması mümkündür.
- Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık (Madde 158): SGK’ya haksız faturalandırma yapılması bu maddeye aykırılık teşkil etmektedir.
2.2. Sağlık Hukuku
Türkiye’de sağlık sektöründeki denetim mekanizmalarını belirleyen 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, bu tür olayların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca, Hasta Hakları Yönetmeliği’ne göre, hastaların bilgilendirilmesi ve onamlarının alınması zorunludur. Bununla birlikte, bu davada hasta yakınlarının bilgilendirilmediği iddiaları da gündeme gelmiştir.
3- Etik Boyut ve Sağlıkta Şeffaflık
Yenidoğan davası, tıbbi etik ilkeler açısından da ciddi ihlaller içermektedir.
- Hekimlik Meslek Etiği Kuralları: Gereksiz tedavi uygulamaları, etik ihlal olarak değerlendirilir.
- Hastaların Bilgilendirilmesi ve Onam Alınması: Tedavi süreçlerinde hasta yakınlarının bilgilendirilmemesi, etik ve hukuki bir ihlaldir.
4- Sağlık Sisteminde Denetim ve Reform İhtiyacı
Dava, sağlık sektöründe etkili denetim mekanizmalarının yetersiz olduğunu göstermektedir. Gelgelelim, bu yetersizliğe karşı alınabilecek tedbirler:
- SGK denetimlerinin artırılması.
- Özel hastanelerde bağımsız denetim birimlerinin kurulması.
- Sağlık çalışanlarının etik eğitimine daha fazla önem verilmesi.
Yenidoğan davası, yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda sağlık sektöründe şeffaflık ve etik anlayışının sorgulanmasına neden olan bir olaydır. Hukuki süreçlerin etkin bir şekilde işletilmesi ve suçluların adil bir şekilde yargılanması, hem sağlık sektöründeki güveni yeniden tesis edecek hem de gelecekte benzer olayların önlenmesine katkı sağlayacaktır.
Bu dava, sağlık hizmetlerinin yalnızca ekonomik kazanç aracı olarak görülmemesi gerektiğini ve insan hayatının her şeyden üstün olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır.
Yenidoğan Çetesi: Tazminat Davaları ve Hukuki Değerlendirme
Yenidoğan çetesi tazminat davasında, suçun mağdurları olarak kabul edilen aileler, cezai sürecin yanında maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Tazminat davaları, mağduriyetin giderilmesi ve sorumluların hukuk önünde hesap vermesi açısından önemli bir mekanizmadır. Bu makalede, tazminat davalarının hukuki temelleri, talep edilebilecek tazminat türleri ve süreç detaylandırılacaktır.
a- Yenidoğan Çetesine Karşı Tazminat Davası
Tazminat davaları, Borçlar Kanunu (TBK) ve Türk Medeni Kanunu (TMK) başta olmak üzere genel hukuk ilkelerine dayanır. Yenidoğan çetesi olayında, tazminat talebine dayanak teşkil eden başlıca hukuki unsurlar:
1- Haksız Fiil (TBK Madde 49)
Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başkasına zarar veren kişi, bu zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Bebeklerin sağlık durumunun kötüleştirilmesi, gereksiz tedaviye maruz bırakılması veya ölümüne neden olunması, açık bir haksız fiildir.
2-Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (TBK Madde 53)
Bebeklerin ölümü hâlinde, ailenin destekten yoksun kalması gerekçesiyle maddi tazminat talep edilebilir.
3- Manevi Tazminat (TBK Madde 56)
Olayın mağdurları, uğradıkları manevi acı ve elem nedeniyle manevi tazminat talep edebilir. Özellikle bir çocuğun kaybı, yüksek manevi tazminat taleplerine yol açabilir.
4- Hasta Hakları Yönetmeliği
Aileler, tedavi sürecinde bilgilendirilmedikleri veya rızaları alınmadığı için de maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir.
b- Yenidoğan Çetesinden Talep Edilebilecek Tazminat Türleri
b.1. Yenidoğan Çetesi Maddi Tazminat
Maddi zararlar, doğrudan ve dolaylı kayıpları içerir:
- Tedavi Masrafları: Gereksiz tedaviler nedeniyle yapılan ödemeler veya SGK’nın zararı.
- Gelir Kaybı: Çalışan ebeveynlerin olay nedeniyle işten uzak kalması durumunda uğradıkları gelir kayıpları.
- Destekten Yoksun Kalma: Çocuğun ölümü hâlinde, ileride aileye sağlayacağı destek göz önünde bulundurulur.
b.2. Yenidoğan Çetesi Manevi Tazminat
Manevi tazminat, ailelerin yaşadığı duygusal acının telafisini amaçlar:
- Çocuğun sağlığının bozulması veya kaybı, manevi tazminat miktarını artırır.
- Tazminat miktarı, mağduriyetin boyutu ve olayın etkilerine göre hâkim tarafından belirlenir.
c- Yenidoğan Çetesi Tazminat Davası Süreci
c.1. Davanın Açılması
Yetkili Mahkeme: Yenidoğan çetesiyle ilgili tazminat davaları, zararın meydana geldiği yer veya sanıkların ikametgâhındaki Asliye Hukuk Mahkemesi veya ağır zarar durumlarında Tüketici Mahkemesi nezdinde açılır.
Davacı: Yenidoğan ÇetesiTazminat davalarını bebeklerin velileri veya yasal temsilcileri açabilir.
c.2. Delil Toplama
Yenidoğan Çetesi Tazminat davasında, mağduriyetin kanıtlanması için şu belgeler sunulabilir:
- Bebeklerin tedavi sürecine ilişkin tıbbi raporlar ve fatura kayıtları.
- Adli raporlar ve otopsi sonuçları (ölüm hâlinde).
- Tanık ifadeleri ve cezai dava dosyası.
c.3. Karar ve Tazminatın Tahsili
Mahkeme, maddi ve manevi zararları değerlendirerek tazminat miktarını belirler. Bununla birlikte, hükmedilen tazminat sanıkların malvarlığından tahsil edilir.Tazminat davası, ceza davasının kesinleşmesini beklemek zorunda olabilir. Bundan dolayı, gereksiz tedavi veya ihmalin tespiti zor olabilir. Ailelerin ellerindeki belgeleri etkin bir şekilde kullanması önemlidir. Hem cezai hem de hukuki süreçlerin uzun sürmesi, mağdurların hak arama sürecini uzatabilir.
Yenidoğan çetesi, sağlık hizmetlerinde etik ihlalleri ve denetim eksikliklerini gözler önüne seren bir olaydır. Bu sebeple, Tazminat davaları mağdurların zararlarının giderilmesi ve sorumluların hesap vermesi açısından önemlidir. Aileler, hukuk mücadelesinde uzman bir avukatın desteğini almalı, maddi ve manevi zararlarını etkin bir şekilde belgelerle ortaya koymalıdır.
Bu dava, sağlık sektöründe daha sıkı denetimlerin gerekliliğini ve insan hayatının korunmasının her şeyden önce geldiğini bir kez daha hatırlatmaktadır.
Av. Aslı Arslantaş