+90 553 661 52 02 [email protected]

Bu makalemizde Ceza Yargılamasında en önemli konu olan Tutuklama Kararı ve Tutuklama Kararına İtiraz, Tutuklama nedenleri, Tutuklama şartları gibi temel süreçlerden bahsedeceğiz. Yazı içeriğimiz sadece genel bilgiler içermekte olup ceza yagılama sürecinde mutlaka Uzman Ceza Avukatı desteği almalısınız. Hukuk usuller ve kurallar bütünüdür. Bu süreçte yapılacak ufak bir hata dahi hak kaybınıza sebep olur. Bu sebeple sürecin avukatla yürütülmesi büyük önem taşır.

TUTUKLAMA NEDİR

Tutuklama nedir?

Tutuklama, ceza yargılamasındaki en önemli ve en ağır koruma tedbirlerinden biridir. Çünkü kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı olmaksızın bir kişinin özgürlüğü kısıtlanır. Anayasaya göre suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Tutuklama kararı, kanundaki şartların oluşması halinde Sulh Ceza Hâkimi tarafından verilir. Yani tutuklama kararını veren görevli mahkeme Sulh Ceza Hâkimliğidir. Bu kararın verilmesindeki amaç en başta sanığın kaçmasını önlemektir. Böylece yargılama neticesinde verilecek cezanın uygulanamama ihtimali önlenir. Tutuklama kararı verilirken hâkim kararın kişisel, orantılı ve görünürde haklı olmasına dikkat eder. Mahkeme, tutuklama kararını sadece şüpheli veya sanık olan kişi için verir.

TUTUKLAMA ŞARTLARI NELERDİR

Tutuklama Nedenleri, Tutuklama Şartları Nelerdir? (CMK 100)

Mahkemenin tutukluluk kararı verebilmesi için somut olayda belli şartların bulunması gerekir. Yani tutuklama kararının belli şartları vardır. Tutuklama şartlarının neler olduğunu incelemeye geçmeden önce hemen belirtmeliyiz ki aşağıda bahsedeceğimiz şartlar gerçekleşmiş olsa bile hâkim tutuklama kararı vermek zorunda değildir. Bununla birlikte, tutuklama koşullarının varlığına rağmen hâkim veya mahkeme tutuklama yerine adlî kontrol kararı verebilir. Zira tutuklama, en ağır koruma tedbiri olduğundan bu tedbirin mantığı, mümkün olduğu ölçüde bir kişiyi tutuksuz yargılamaktır. Tutuklama Şartları Şunlardır:

  • Kuvvetli Suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması
  • Kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi gibi bir tutuklama nedeninin bulunması
  • Kanunda düzenlenen tutuklama nedenlerinden birinin olması

1- Kuvvetli Suç Şüphesi  (CMK 100/1)

Ceza Muhakemesi Kanunu 100/1. maddesine göre, ancak kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması ve bir tutuklama nedeninin mevcudiyeti hâlinde şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. Tutuklama nedenlerinden biri kuvvetli suç şüphesi olmasıdır. Yani şüpheli veya sanığın suçu işlediği konusunda büyük bir kuşkunun olması gerekir. Bunun yanı sıra sadece kuvvetli şüphenin olması yeterli değildi. Bununla birlikte, kanunda düzenlenen tutuklama sebeplerinden biri olmalıdır.

2- Bir Tutuklama nedeninin varlığı (CMK 100/2)

Tutuklama kararı verilebilmesi için gerekli olan şartlardan ikincisi, bir tutuklama nedeninin bulunmasıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu100. maddesi bazı durumları tutuklama nedeni olarak saymıştır. Bununla birlikte,  bazı suçlarda ise bu saydığı hâllerden biri mevcut olmasa bile tutuklama nedeninin varlığını kabul etmiştir. Ancak her iki hâlde de dikkat edilmesi gereken koşul, somut delillerin bulunmasının aranacak olmasıdır.

Ceza Muhakemesi Kanununun 100/2. maddesine göre, kaçma ve delilleri karartma şüphesi tutuklama sebepleri olarak kabul edilir.

a) Kaçma Şüphesi

Kaçma şüphesi somut olaya göre değerlendirilir. Eğer somut olaydaki bazı olgular kişinin kaçacağı şüphesini uyandırıyorsa kaçma şüphesi olduğu kabul edilir. Burada somut olaya göre mahkeme karar verecektir. Hâkim, kararında hangi olguya dayanarak tutuklama kararı verdiğini belirtmelidir.

b) Delilleri Karartma Şüphesi

Delilleri karartma şüphesi değerlendirilirken de kuvvetli şüphenin varlığı aranmaktadır. Başka bir deyişle, suçu işlediği hususunda kuvvetli şüphe bulunan bir kimsenin delilleri karartacağına ilişkin olarak da kuvvetli şüphe varsa hakkında tutuklama kararı verilebilir.

Delilleri karartmadan anlaşılması gereken ise 100/2‘ye göre;

  • Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
  • Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma delil karartma olarak kabul edilen davranışlardır. Deliller toplanmış yani başka toplanacak delil kalmamışsa tutuklama kararı verilmez. Aynı zamanda toplanacak deliller zaten karartılmış ise bu sebeple de tutuklama kararı verilemez.

 Varsayılan Tutuklama Nedenleri

Bazı suçlar açısından yukarıdaki tutuklama nedenleri var olmasa dahi bunlar var kabul edilerek tutuklama yapılır. Ancak burada da yine öncelikli olarak kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması gerekir.

Bahsi geçen suçlar 100/3. maddede sınırlı sayıda olarak sayılmış olup, 6638 sayılı Kanun ile 2015 yılında fıkraya eklenmiş olduğu için bunlardan en önemlisi, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu‘nun 7/3. maddesinde belirtilmiş olan suçlardır.

TUTUKLAMA YAPILAMAYAN SUÇLAR

Tutuklama Yapılamayan Suçlar (Tutuklama Yasağı olan suçlar)

Tutuklama kararı verilebilmesi için kanunda tutukluluk yasağına ilişkin bir engel olmamalıdır. Tutukluluk kararı verilemeyen durumlar şunlardır:

  • Ceza Muhakemesi Kanunu 100/4. maddesine göre sadece adli para cezasını gerektiren suçlarda tutuklama kararı verilemez.
  • Vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.
  • Kabahat suçlarında tutuklama kararı verilemez.
  • Onbeş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı tutuklama kararı verilmez.
  • Kişinin yargılanmasını engelleyen bir hususun varlığı durumunda, yargılanamayacak bir kimse hakkında tutuklama kararı verilemez.
  • Yasama dokunulmazlığı bulunan bir kimse hakkında tutuklama kararı verilemez.

Tutuklama Kararı Nasıl Verilir?

Tutuklama kararı ancak hâkim veya mahkeme tarafından verilebilir. Bu kuralın herhangi bir istisnası bulunmamaktadır. Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına ancak Cumhuriyet savcısının istemi üzerine Sulh Ceza Hâkimi karar verir. Sulh ceza hâkimi soruşturma evresinde savcı kararı olmaksızın bağımsız olarak tutuklama kararı veremez. Ancak suçüstü hâli ile gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, Cumhuriyet savcısına erişilememesi veya olay genişliği itibarıyla Cumhuriyet savcısının iş gücünü aşması halinde sulh ceza hâkimi tutuklama kararı verebilir. Kovuşturma evresinde ise yargılamayı yapan mahkeme savcının talebi üzerine veya savcı talebi olmaksızın kendiliğinden bu kararı verebilir.

Savcı, tutuklama talep ederse bu talebinin gerekçesini de belirtmek zorundadır. Ayrıca eğer adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını düşünüyorsa bunun da hukukî ve fiilî nedenlerini açıklamak zorundadır.

Mahkeme tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda;

a) Kuvvetli suç şüphesini,

b) Tutuklama nedenlerinin varlığını,

c) Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğuna ilişkin delilleri ve somut olguları gerekçelendirilerek açıkça gösterir.

Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır (CMK m. 101/3). Bu, zorunlu müdafilik durumlarından biridir. Mahkeme tarafından eğer tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık hemen serbest bırakılır.

 Tutuklama Kararı Tutuklu Yakınlarına Nasıl Bildirilir?

Tutuklama kararı ve tutuklamanın uzatılmasına ilişkin her karar tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir kişiye haber verilir. (CMK m. 107/1).

Ayrıca, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesine de izin verilir (CMK m. 107/2).

Şüpheli veya sanık yabancı olduğunda tutuklanma durumu, yazılı olarak karşı çıkmaması halinde, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir (CMK m. 107/3).

TUTUKLAMA KARARINA İTİRAZ

Tutukluluklama Kararına İtiraz (CMK 101/5)

Tutuklama kararına itiraz, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) çerçevesinde düzenlenmiştir. Mahkemenin tutuklama kararına, tutukluluğun devamı kararına karşı şüpheli veya sanığın avukatı tarafından itiraz edilebilir. Tutuklama kararına karşı itiraz, tutuklama kararının verildiği mahkemeye yapılır. Bu itiraz, genellikle sanığın avukatı tarafından yapılır. Ceza Muhakemesi Kanununa göre, tutukluluk kararına itiraz süresi 7 gündür. İtiraz başvurusu, tutuklama kararını veren mahkeme tarafından incelenir. Tutukluluk kararına yapılan itiraza ilişkin savcıdan görüş alınabilir. Bu durumda savcının görüşü şüpheli, sanık veya müdafiine bildirilir. Şüpheli, sanık veya müdafii savcının görüşüne karşı olarak kendi görüşünü üç gün içinde bildirebilir.

Mahkeme, itirazı değerlendirirken dosyadaki mevcut durumları göz önünde bulundurarak tutuklama kararının devamına veya kaldırılmasına karar verebilir. Eğer mahkeme itirazı reddederse, sanık veya avukatı, itirazın reddedilmesine karşı üst mahkemeye başvurabilir. Bu durumda, itiraz dosyası üst mahkemeye gönderilir ve üst mahkeme, tutuklama kararını yeniden değerlendirir. İtiraz süreci devam ederken, sanık geçici olarak serbest bırakılabilir. Üst mahkeme, tutuklama kararını onaylayabilir, değiştirebilir veya kaldırabilir. Kararın sonucu, sanık veya şüpheli için bağlayıcıdır.

İtiraz süreci, tutukluluğun devam edip etmeyeceği konusunda önemli bir aşamadır ve bu süreçte hukuki destek almak önemlidir. Avukatlar, itirazın nasıl yapılacağı ve sürecin nasıl yönetileceği konusunda rehberlik edecektir.

TUTUKLAMA SÜRESİ

Tutukluluk Süresi

Tutuklamanın bir koruma tedbiri olduğundan bahsetmiştik. Aynı zamanda geçici bir koruma tedbiridir. Yani hâkim, tutuklamanın haklı olup olmadığını sürekli denetler. Eğer ki tutuklama sebepleri ortadan kalktıysa tutukluluk tedbiri kaldırılır. Bazı durumlarda mahkeme tutuklamayı kaldırır. Tutuklamayı kaldıran durumlar:

  • Soruşturma veya kovuşturma sürecinde delillerin muhafaza altına alınmış olması yani delil karartma ihtimalinin ortadan kalması.
  • Mahkemenin yargılaması neticesinde beraat kararı verilmesi gibi durumlarda tutuklama sona erecektir.

Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen suç tiplerinde tutukluluk süresi en çok bir yıl olarak düzenlenmiştir. Eğer zorunlu haller varsa bu süre gerekçe göstermek şartıyla altı ay daha uzatılabilir (CMK m. 102/1). Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suç tiplerinde tutukluluk süresi en çok iki yıl olarak düzenlenmiştir. Eğer zorunlu haller varsa bu süre gerekçe göstermek şartıyla uzatılabilir. Ancak uzatma süresi toplam üç yılı geçemez (CMK m. 102/2).

Söz konusu süre 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Al- tinci ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda beş yıldır. Başka bir ifadeyle bu suçlar bakımından toplam tutukluluk süresi 7 yıl, uzatma sürelerinin toplamı 5 yıldır.

Tutukluluğun uzatılmasına ilişkin kararı vermeden önce hâkim, Cumhuriyet savcısı,şüpheli veya sanık ile müdafiinin görüşünü alır. (CMK m. 102/3)

TUTUKLULUĞUN SONA ERMESİ

Tutuklama Kararının Geri Alınması ve Tutukluluğun Sona Ermesi

Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı adli kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa şüpheliyi serbest bırakır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır. Kovuşturma evresinde ise savcıya böyle bir yetki verilmemiştir. Bunun için mahkemenin tutuklama kararını kaldırması gerekir.

Savcı, şüpheliyi serbest bırakmak yerine sulh ceza hâkiminden adli kontrol altına alınmasını da talep edebilir. Ayrıca hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilir. (CMK m. 103/1)

Savcının sulh ceza hâkiminden adli kontrol kararı istemesi durumunda, hâkim şüpheli, sanık veya müdafiin görüşü alındıktan sonra, üç gün içinde istemin kabulüne, reddine veya adli kontrol uygulanmasına karar verir. Duruşma dışında bu karar verilirken Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya müdafiinin görüşü alınmaz. Bu kararlara itiraz edilebilir. (CMK m. 105)

Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık da salıverilme talebinde bulunabilir (CMK m. 104/1). Şüpheli veya sanığın tutukluluk hâlinin devamına veya salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. Bu kararlara itiraz edilebilir. (CMK m. 104/2)

Salıverilmeden önce şüpheli veya sanık, yetkili yargı merciine veya tutukevinin müdürüne adresini ve varsa telefon numarasını bildirmekle yükümlüdür. (CMK m. 106/3)

Şüpheli veya sanığa soruşturmanın veya kovuşturmanın sona erdirileceği tarihe kadar önceden verdiği adreslerdeki her türlü değişiklikleri haber vermesi gerektiği bildirilir. Ayrıca, adres değişikliğini bildirmediğinde, önceden bildirdiği adrese tebligatın yapılacağı bildirilir. Bu ihtarların yapıldığını belirten ve yeni adresleri içeren tutanak veya tutukevi müdürünün düzenleyeceği belgenin aslı veya örneği yargı merciine gönderilir. (CMK m. 106/2)

Tutuklama Kararının Gözden Geçirilmesi

Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç 30 günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle karar verilir. (CMK m. 108/1) Aynı zamanda, şüpheli de bu belirtilen süre içinde tutukluluk durumunun gözden geçirilmesini talep edebilir.

Kovuşturma evresinde ise iş artık mahkemeye geçmiş olduğundan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da otuz  günlük süre içinde resen karar verir. (CMK m. 108/3)

Av. Aslı Arslantaş