0553 661 52 02 asli@arslantas.av.tr

KASTEN YARALAMA SUÇU VE CEZASI NEDİR?

Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi bu suçu işlemiş olur. Kasten yaralama suçunda korunan hukuksal yarar, beden dokunulmazlığı olup bu hem beden bütünlüğü hem sağlığı kapsamındadır. Kasten yaralama suçu kural olarak şikayete bağlı değildir ve resen kovuşturulur. Fakat kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde mağdurun şikayeti şartı aranmaktadır. Kasten yaralama suçu Türk Ceza Kanunu 86.maddesinde düzenlenmiştir.

Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.

(3) Kasten yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silahla,

f) Canavarca hisle,

işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.

KASTEN YARALAMA SUÇUNUN MADDİ UNSURU

Başkasının vücuduna karşı etkili eylemde bulunarak ona acı vermek veya kişinin sağlığını ya da algılama yeteneğini bozmaktır. Kasten yaralama suçu maddi veya manevi vasıtalarla ya da icrai veya ihmali davranışlarla gerçekleştirilebilir. Dış dünyada yaralama eyleminin yansımasıyla birlikte suç tamamlanmış yani netice unsuru da gerçekleşmiş olur.

KASTEN YARALAMA SUÇUN MANEVİ UNSURU

Kasten yaralama suçunun manevi unsuru kasttır ve bunun için genel kast yeterlidir. Suçun olası kastla işlenmesi mümkündür ancak bu durumda TCK m.21/2 gereğince failin cezasında indirime gidilir.

KASTEN YARALAMA SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

  • HAFİFLETİCİ SEBEPLER

Türk Ceza Kanununun 86/2 maddesine göre;

‘Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.’

Basit tıbbi müdahalenin neyi ifade ettiği ve somut olayda yaralama fiilinin etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olup olmadığı bilirkişi vasıtasıyla belirlenecektir.

  • AĞIRLAŞTIRICI SEBEPLER

 Kasten yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silahla,

f) Canavarca hisle,

İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.

NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞTIRILMIŞ YARALAMA SUÇU VE CEZASI

Ayrıca kanunun ‘Neticesi Sebebiyle Ağırlaştırılmış Yaralama’ başlığı altındaki hükümlere göre de;

Kasten yaralama fiili, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Konuşmasında sürekli zorluğa,

c) Yüzünde sabit ize,

d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.

Kasten yaralama fiili, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.

Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.

Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan on iki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

KASTEN YARALAMA SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME

Kasten yaralama suçunda genel olarak Asliye Ceza Mahkemesi görevlidir.

Kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinden olan kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmesi halinde görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi olarak düzenlenmiştir.

Kasten yaralama suçu hakkında yapılan yargılama suçun işlendiği yer asliye ceza veya ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

YARGITAY KARARLARI

  • Haksız Tahrik
  • Basit Tıbbi Müdahale ile giderilebilecek yaralama

YARGITAY 3.CEZA DAİRESİ Tarih:2013 Esas No: 2012/28544 Karar No:2013/33263

Sanığın olay tarihinde saat 23.00 sıralarında evine geldiğini, 30-40 dakika kadar zili çalmasına rağmen katılan eşinin kapıyı açmadığını, kapı kilitli olduğundan kendi anahtarı ile de kapıyı açamadığını, bilahare kapı açılmayınca ev sahibinden tornavida isteyip kapıyı açmak üzere iken katılanın içeriden kapıyı açtığını, kapıda bekletilmesinden dolayı eylemini gerçekleştirdiğini savunması karşısında, her ne kadar katılan uyuyakaldığı için zil sesini duymadığını beyan etmiş ise de, sanık ile katılanın arasındaki geçimsizlik nedeniyle katılanın isteyerek sanığı kapıda bekletme ihtimalinin bulunduğu, bu nedenle sanık lehine yorumla sanık hakkında haksız tahrik indirimi yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki (2) numaralı bozma düşüncesine, mahkemece sanık lehine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken yasal ve yeterli gerekçe gösterildiğinden tebliğnamedeki (3) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Sanığın, katılanın ve o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Katılanın aşamalardaki anlatımlarına, sanığın ikrarına ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın olay tarihinde SİLAHTAN SAYILAN TERLİKLE vurmak suretiyle katılan eşini basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı anlaşılmakla, 5237 sayılı TCKnin 86/3. maddesinde düzenlenen birden fazla artırım nedeninin bulunmasından dolayı 5237 sayılı TCKnin 61. maddesi uyarınca temel ceza tayininde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılanın ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca kısmen istem gibi BOZULMASINA, 01.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  • Kasten Yaralamanın Kemik Kırılmasına ya da Çıkığına Neden Olması

T.C YARGITAY CGK Esas: 2017 / 3-308 Karar: 2019 / 61 Karar Tarihi: 05.02.2019

Sanık …’ın İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Osmanağa Mahallesinde bulunan…..isimli iş yerinin sahibi olduğu, olay gecesi katılan … ile arkadaşları….., ……ve katılanın kardeşi…..’nın sanığın işlettiği bara eğlenmeye gittikleri, katılan ve yanındakilerin aldıkları alkolün tesiri ile istek şarkı çaldırma nedeniyle bar çalışanlarıyla tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüşmesi ile kavgaya dâhil olan sanığın sopa ile katılanın sol koluna vurarak hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek ve sol olecranon parçalı kırığına neden olacak şekilde katılanı yaraladığı anlaşılan olayda; bilimsel verilere dayanan ve kemik kırıklarını hafif (1), orta (2-3) ve ağır (4-5-6) olarak sınıflandıran istikrar kazanmış adli tıp uygulamaları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Kadıköy Şube Müdürlüğünce düzenlenen 11.01.2012 tarihli raporda katılanın kolundaki sol olecranon parçalı kırığının hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğu yönündeki rapor içeriğine karşın, kemik kırığı doğuran yaralanmalarda kırığın derecesine göre sanığın cezasında yarı oranına kadar artırım öngören TCK’nın 87/3. maddesi gereğince uygulama yapılırken kırığın yaşamsal fonksiyonlara etkisi ile orantılı olarak makul bir oranda artırım yapılması yerine Yerel Mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 3. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesini de ihlal edecek şekilde artırım oranının 1/3 olarak fazla tespitinde isabet bulunmamaktadır.

  • Kasten yaralamada maddi manevi tazminat istemi

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 18.01.2021 T. E: 2020/2753, K: 45

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince:

Dava, kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalıların kasten yaralama eylemi sonucunda yaralandığını, yaralanma nedeniyle uzun süre işine gidemediğini belirterek uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesini istemiştir.

Davalılar, davacının işini kaybetmesinin söz konusu olmadığını, talep edilen tutarın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 14/12/2017 tarihli raporu uyarınca dava konusu yaralanma ile davacıdaki lezyon arasında mevcut belgelerle tıbbi illiyet bağının kurulamadığı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine, ceza yargılamasında belirlendiği üzere davacının olayda kusurunun bulunmaması ve davalıların eşit kusurlu olarak kasten yaralama eylemine sebebiyet verdikleri gerekçesiyle de manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.

Hükme karşı davacı ve davalılar vekili istinaf talebinde bulunmuş, bölge adliye mahkemesi ilgili dairesince; tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu eylem nedeniyle davacının yaralandığı ve buna ilişkin olarak geçici ve kesin adli tabip raporlarının düzenlendiği, her ne kadar dizde meydana gelen yaralanmanın olayla illiyet bağı kurulamamış ise de somut olayda davalılar tarafından davacının kasten yaralandığı sabit olmakla ve belirli süre işgöremezliğinin raporlardan görüldüğü anlaşılmakla davacı yararına tedavi gideri ile geçici iş göremezlik tazminatlarına hükmedilmesi gerekirken tümden reddi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/2 ve 371. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, davalıların tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle reddine, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/01/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.