0553 661 52 02 asli@arslantas.av.tr

İŞVEREN TARAFINDAN VERİLEN BELGELER İMZALANIRSA TAZMİNAT ALINABİLİR Mİ ?

İBRANAME İMZALANIRSA TAZMİNAT ALINABİLİR Mİ?

İbra, borcun özel bir sona erme sebebi olup, alacaklının alacak hakkından vazgeçmesini ve bu surette borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan bir sözleşmedir. İş ilişkilerinde ibraname, genellikle işçinin borçlu durumundaki işverene karşı işçilik alacağının kalmadığını gösteren bir belge niteliğini taşır. İbra sözleşmesi çalışma ilişkilerinde “ibraname” adıyla yaygın bir uygulama alanı bulmaktadır.

İşçi emeği karşılığında aldığı ücret ve diğer parasal hakları ile kendisinin ve ailesinin geçimini temin etmektedir. Bu açıdan bakıldığında işçinin nedensiz yere işvereni ibra etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. Bu nedenle iş hukukunda ibra sözleşmeleri dar yorumlanmaktadır. İşverenin işçiye olan borçlarının asıl sona erme nedeni ifa olarak kabul edilmektedir. Borcun sona erme şekillerinden biri olan ibra sözleşmelerine iş hukuku açısından sınırlı biçimde değer verilmektedir.

Hemen belirtilmelidir ki; iş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibra sözleşmeleri geçersizdir. İşçi bu dönemde tamamen işverene bağımlı durumdadır ve iş güvencesi hükümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını sağlamak veya bir kısım işçilik alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi imzalamaya yönelmiş sayılmalıdır. Ayrıca ibranamenin tarih içermemesi ve içeriğinden de fesih tarihinden sonra düzenlendiğinin açıkça anlaşılamaması durumunda ibranameye değer verilemez.

İbra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın veya üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması hâlinde ibra iradesine değer verilemez. Bundan başka ibra sözleşmesi, varlığı tartışmasız olan bir borcun sona erdirilmesine dair bir yol olmakla, varlığı şüpheli ya da tartışmalı olan borçların ibra yoluyla sona ermesi de mümkün olmaz. Bu nedenle işveren tarafından işçinin hak kazanmadığı ileri sürülen bir borcun ibraya konu olması düşünülemez. Savunma ve işverenin diğer kayıtları ile çelişen ibra sözleşmelerinin geçersiz olduğu kabul edilmelidir. İşçinin ibranamede kanuni haklarını saklı tuttuğuna dair yazıya yer vermesi ibra iradesinin bulunmadığını gösterir.

İBRANAMEDE MİKTAR OLUP OLMAMASININ ÖNEMİ

Miktar içeren ibra sözleşmelerinde ise alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hâllerinde ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir. Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz.

Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde ise geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi uygulanmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır. Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede irade fesadı hâlleri ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır.

TAZMİNAT EKSİK ÖDENEREK İBRANAME İMZALATILMASI HALİNDE TAZMİNAT TALEP EDİLEBİLİR Mİ?

Hukuk Genel Kurulu 20.01.2022 T. E: 2019/9-761 , K: 24 sayılı kararına göre;

 Bu itibarla, her ne kadar mahkemece direnme kararının gerekçesinde ibraname ile alacağın kayda değer kısmının ödendiği, bu nedenle davacının hak kaybının bulunmadığı belirtilmiş ise de, eksik ödenen miktarın 8.466,14TL olduğu dikkate alındığında bu tespitin yerinde olmadığı açıktır. Bu açıklamalar karşısında, dosya içeriğine göre davacı işçi tarafından ibranamenin irade fesadına dayalı olarak alındığı ispatlanamamışsa da davalı işveren tarafından davacı işçinin alacaklarına karşılık ödenen 40.000TL’nin tespit edilen gerçek hak tutarına nazaran eksik olduğu anlaşıldığından, söz konusu belgenin ibra niteliğinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.O hâlde, mahkemece ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, davacıya kıdem tazminatı haricinde fazladan ödendiği anlaşılan 13.281,13TL’nin ücret, yıllık izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından mahsup edildikten sonra varsa bakiye alacaklar hüküm altına alınmalıdır.