+90 553 661 52 02 [email protected]

Toplumda bireyler, şeref, onur ve itibarlı bir yaşam sürmeyi temel bir insan hakkı olarak görür. Hukuki düzenlemeler, bu hakkı korumak ve bireyin toplum içindeki saygınlığını güvence altına almak için hazırlanır. Ancak bazı kişiler, bu hakkı ihlal eden eylemler gerçekleştirir. İftira suçu, birine gerçeğe aykırı şekilde suç isnat ederek ona zarar veren ciddi bir fiildir. Bu makale, TCK 267 maddesinde düzenlenen İftira Suçu ve Cezasını ayrıntılı biçimde açıklar. Ayrıca, İftira Suçu ve Cezasının hukuki boyutları ve uygulanabilecek ceza düzenlemeleri de açıklanmaktadır. Bu makaleye başlamadan önce ceza yargılamasında Ceza Avukatından destek almanız gerektiğini vurgulamak isterim. Özellikle davada haklarınızı korumak için Uzman Bir Ceza Avukatı ile görüşmeniz faydalı olacaktır.

iftira suçu nedir

İftira Suçu Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 267. maddesine göre, “Yetkili makamlara, kendisinin veya bir başkasının ceza almasını veya idarî bir yaptırıma tabi tutulmasını sağlamak amacıyla, gerçeğe aykırı bir suç isnadında bulunan kişi” iftira suçunu işlemiş sayılmaktadır. Suç isnadı, bir kişiye işlemediği bir suçun yüklenmesi anlamına gelir. Bu terim, bir kişinin, başka birine suç işlediğini iddia etmesi, ancak bu iddianın doğru olmaması durumunu ifade eder. Türk Ceza Kanunu’nda iftira suçu, suç isnadıyla ilgilidir ve bir kişiye işlemediği bir suç isnat etmek, İftira Suçu olarak kabul edilir. Bu tanıma göre iftira suçunun temel unsurları şu şekildedir:

  1. Yetkili Makamlara Bildirim: Suç isnadı, hukuki bir sürecin başlatılması amacıyla yetkili makamlara bildirilmelidir. Örneğin, savcılık, emniyet veya diğer adli birimlere yapılan gerçeğe aykırı suç bildirimleri bu kapsama girmektedir.
  2. Gerçeğe Aykırılık: Suç isnadının gerçeğe aykırı olması gerekmektedir. Gerçek bir suç isnadı yapılması halinde iftira suçu oluşmaz.
  3. Kast: İftira suçu kasten işlenen bir suçtur. Failin, bir kişiyi haksız yere suçlu göstermek amacıyla hareket etmesi şarttır.
  4. Zarar Verme Amacı: Suç isnadı, mağdurun hukuki, sosyal ya da ekonomik zarar görmesine neden olma amacı taşımalıdır.

İftira Suçunun Hukuki Nitelikleri

Bu suç, hem bireylerin temel haklarını korumayı hem de yargı sisteminin doğruluğunu sağlamayı hedeflemektedir. Bu nedenle, suçun ağırlığına göre değişen yaptırımlar uygulanmaktadır. İftira suçunun bazı temel nitelikleri şunlardır:

  1. Soyut Tehlike Suçu: İftira suçu, bir zarara yol açmış olsun veya olmasın, suç isnadı yapıldığı anda tamamlanmış sayılır.
  2. Mağdur: Bu suçun mağduru, gerçeğe aykırı suç isnadı nedeniyle zarar gören kişidir. Mağdurun belirli bir kişi olması gerekmektedir. Suç isnadı, soyut bir grup ya da belirsiz bir topluluğa yönelik olamaz.
  3. Genel Suç: İftira suçu, herhangi bir birey tarafından işlenebilir. Failin belirli bir statüsü olması gerekmemektedir.
iftira suçunun cezası

İftira Suçunun Cezası (TCK 267)

Türk Ceza Kanunu 267. maddeye göre iftira suçunun cezası, isnad edilen suçun niteliğine ve yol açtığı sonuçlara göre değişmektedir. Ana hatlarıyla cezai yaptırımlar şunlardır:

  1. Temel Ceza: Gerçeğe aykırı suç isnadında bulunan kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Ağırıştırıcı Sebepler:
    • İsnat edilen suç nedeniyle mağdurun tutuklanması veya hüküm giymesi durumunda ceza, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına yükselebilmektedir.
    • İftira sonucu mağdurun daha ciddi zararlara uğramış olması halinde, failin cezasının artması öngörülmektedir.
  3. Hafifletici Sebepler: Failin, iftira eyleminden pişmanlık duyarak gerçeği açıklaması ve mağdurun zararını telafi etmesi durumunda cezada indirime gidilmektedir.

İftira Suçunun Unsurları

İftira suçu, bireyin bir başkasına gerçeğe aykırı bir suç isnat ederek onun zarar görmesine yol açtığı bir eylemdir. Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesi, iftira suçunun hukuki çerçevesini belirler. Bu suçu meydana getiren temel unsurlar şunlardır:

1. Gerçeğe Aykırı Suç İsnadı

İftira suçunu işleyen kişi, mağdura gerçeğe aykırı bir suç isnat eder. Bu suç, isnat edilen kişinin işlemediği bir eylemi ona yükleme şeklinde gerçekleşir. Gerçeğe uygun bir isnat iftira suçunu oluşturmaz.

2. Hukuka Aykırılık

Fail, gerçeğe aykırı suç isnadıyla bir hukuka aykırılık meydana getirir. Hukuk düzeni, bireylerin itibarını korumayı esas alır ve gerçeğe aykırı suç isnatlarını açıkça yasaklar.

3. Kast Unsuru

Fail, iftira suçunu kasten işler. Başka bir deyişle, fail isnadın gerçeğe aykırı olduğunu bilir ve bu eylemi bilerek gerçekleştirir. Yanlışlıkla yapılan suç isnatları, iftira suçu kapsamında değerlendirilemez.

4. Mağdurun Zarar Görmesi

İftira suçu, mağdurun zarar görmesine yol açar. Bu zarar, en başta mağdurun toplumsal itibarının zedelenmesi olarak ortaya çıkmaktadır. Yine, mağdurun hukuki yaptırımlarla karşılaşması ya da psikolojik olarak olumsuz etkilenmesi şeklinde ortaya çıkabilmektedir.

5. Kamu Otoritesini Yanıltma Amacı

İftira suçu, isnadın yetkili bir merciye bildirilmesiyle tamamlanır. Fail, gerçeğe aykırı suç isnadını yetkili makamlara ileterek kamu otoritesini harekete geçirmeyi hedefler.

Nitelikli İftira Suçu Nedir?

İftira suçu, bir kişiye işlemediği bir suçu isnat etme eylemidir. Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesi kapsamında suç olarak kabul edilmektedir. Ancak, Nitelikli İftira suçun daha ağır şekillerde işlenmesi sonucu ortaya çıkar. Başka bir deyişle, nitelikli iftira failin belirli bir suç için mağdur hakkında gerçek olmayan iddialarla daha büyük zararlara yol açması anlamına gelmektedir.

Nitelikli İftira Suçunun Özellikleri:

  1. İftira Sonucunda Kamu Görevlisi Olumsuz Etkileniyorsa: Nitelikli iftira suçu, mağdurun bir kamu görevlisi olması durumunda daha ağır cezalarla cezalandırılmaktadır. Kamu görevlilerine yönelik işlenen iftira, toplumsal güvenin daha fazla sarsılmasına yol açar.
  2. Mağdurun Sosyal İtibarı Büyük Zarar Görüyorsa: Mağdurun kişisel hakları yanında sosyal itibarına ciddi zarar verilmesi durumunda, failin suçunun daha ağır şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Sosyal hayatındaki itibar kaybı, iftiranın etkisini daha da artırır.
  3. Mağdurun İş veya Ailesel Hayatı Etkileniyorsa: İftira, mağdurun iş hayatını veya ailevi ilişkilerini ciddi şekilde olumsuz etkilediyse, bu da nitelikli iftira kapsamına girer.

Nitelikli İftira Suçunun Ceza Yaptırımı

Türk Ceza Kanunu’na göre, iftira suçu için verilen temel ceza, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak nitelikli iftira söz konusu olduğunda, cezalar daha ağır olmaktadır. O hâlde, Nitelikli iftira suçunun cezalandırılmasında şu unsurlar göz önünde bulundurulmaktadır:

  1. Kamu Görevlisine Yapılan İftira: Mağdur, kamu görevlisi ise ve hakkında işlemediği bir suç isnat edilerek itibar kaybına uğramışsa, fail, 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
  2. Ağır Zarar Verilen Mağdur Durumu: İftira nedeniyle mağdurun itibarının ciddi şekilde zedelenmesi ve toplum içindeki konumunun olumsuz etkilenmesi durumunda, ceza 1/6 oranında artırılabilir.
  3. İftiranın Ailesel veya İşsel Hayata Zarar Vermesi: İftira suçunun mağdurun ailevi veya iş hayatını olumsuz etkilemesi durumunda, failin cezası arttırılmaktadır. Mağdurun uğradığı zararın büyüklüğüne göre cezai yaptırımda daha yüksek bir oran uygulanmaktadır.

Nitelikli İftira Suçunun Unsurları

Nitelikli iftira suçunun oluşabilmesi için belirli koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu unsurlar şunlardır:

  1. Suç isnadı: Fail, mağdura işlemediği bir suçu isnat etmelidir.
  2. Zarar Verici Sonuçlar: İftiranın mağdurda ciddi bir zarar yaratması, özellikle kişinin sosyal statüsünü, işini, aile hayatını veya itibarını etkilemesi gerekir.
  3. Kamu Görevlisinin Hedef Alınması Durumu: İftira suçu, kamu görevlisine karşı işlendiğinde nitelikli hale gelir.
  4. Zararın Ağırlığı: İftira sonucu mağdurun yaşamında ciddi değişikliklere yol açılması, örneğin işini kaybetmesi veya toplumsal olarak dışlanması, suçun nitelikli hale gelmesine yol açar.

Nitelikli İftira Suçu ve Etkin Pişmanlık

Türk Ceza Kanunu, etkin pişmanlık gösteren failin cezalarını hafifletme olanağı tanımaktadır. Ancak Nitelikli İftira Suçu söz konusu olduğunda etkin pişmanlık indirimi genellikle daha sınırlıdır. Failin pişmanlık duyması ve mağdurun zararını telafi etmesi, cezanın indirilmesinde etkili olmaktadır. Ancak, suçun nitelikli hali ceza indiriminin belirli ölçülerde yapılmasına neden olmaktadır. Bu durumda, failin pişmanlık göstererek suçunu kabul etmesi ve mağdurun zararlarını karşılaması ceza indirimi için gereklidir.

Nitelikli iftira suçu, yalnızca kişisel itibar kaybına yol açmaz. Aynı zamanda, toplumsal güveni ve kamu düzenini tehdit eder. Türk Ceza Kanunu, iftira suçunun işlenmesini ciddi şekilde cezalandırmaktadır. Özellikle mağdurun kamu görevlisi olması halinde daha ağır cezalar öngörmektedir.

Nitelikli iftira suçunun cezai yaptırımları, mağdurun uğradığı zararın boyutuna göre şekillenir. Suçun ağırlaştırıcı unsurları, cezanın artırılmasına sebep olmaktadır. Bununla birlikte, failin etkin pişmanlık göstererek zararları telafi etmesi durumunda ceza indirimi sağlanmaktadır. Ancak, nitelikli iftira suçlarında bu indirimin sınırlı olduğunu unutmamak gerekir.

İftira Suçu İçin Yetkili Savcılık

İftira suçunda yetkili savcılık, suçun işlendiği yerin bağlı olduğu Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)‘nda düzenlenen genel yetki kuralları çerçevesinde belirlenmektedir.

a- İftira Suçu Yetki ve Görev Kuralları

  1. Suçun İşlendiği Yer Savcılığı:
    • İftira suçu nerede işlendiyse o bölgenin Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilidir. Örneğin, bir şehirde veya ilçe sınırları içinde.
    • Örneğin, iftira suçu İstanbul’da işlenmişse, İstanbul’daki yetkili savcılık görevlidir.
  2. İsnadın Yayılma Şekline Göre Yetki:
    • Eğer iftira suçu birden fazla yerde duyulmuşsa mağdurun ikamet ettiği yer savcılığı da yetkili olmaktadır. Örneğin, medya veya internet aracılığıyla yayıldıysa.
  3. Mağdurun İkametgahı:
    • Bazı durumlarda, mağdurun ikamet ettiği yer savcılığına başvurulması da mümkündür. Bu durum, özellikle mağdurun uğradığı zarar dikkate alınarak değerlendirmektedir.

b- İftira Suçu Savcılığa Başvuru Süreci

  • Mağdur, iftira suçuna ilişkin şikayetini, yetkili savcılığa bizzat yapabilmektedir.
  • Şikayet dilekçesi, mağdurun kimlik bilgilerini, iftira eylemini, isnadın içeriğini ve delilleri içermelidir.

c- İftira Suçu Özel Durumlar

  • İftira suçunun internet veya sosyal medya üzerinden işlenmesi: Bu durumda, suçun işlendiği yerin belirlenmesi teknik inceleme gerektirmektedir. Böyle bir durumda savcılık, teknik ekiplerden destek alarak yetkili yargı alanını belirler. https://www.alem.com.tr/yasam/instagramda-iftira-ile-nasil-basa-cikilir-1078857
  • Kamusal Görevlilere Atılan İftiralar: İsnat edilen kişinin kamu görevlisi olması halinde soruşturma prosedürleri değişebilmektedir. Bu durumda, ilgili kişi hakkında özel usuller uygulanabilmektedir.

Sonuç olarak, iftira suçu ile karşılaşan kişiler genellikle suçun işlendiği yer savcılığına başvurarak haklarını aramalıdır.

Cinsel İftira Atmanın Cezası

TCK’ye göre cinsel bir suça ilişkin iftira atmanın cezası, genel iftira suçu hükümlerine göre değerlendirilmektedir. Ancak cinsel suçlar, toplumda ve bireyler üzerindeki etkisi nedeniyle daha hassas bir nitelik taşır ve isnad edilen suça bağlı olarak cezalar ağırlaştırılmaktadır.

TCK 267. Maddeye Göre Ceza Şartları:

  1. Temel Ceza: Eğer bir kişiye gerçeğe aykırı şekilde cinsel bir suç isnat edilirse, fail 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Ağırlaştırıcı Sebepler:
    • İsnad edilen cinsel suç nedeniyle maǧdur tutuklanmış veya hüküm giymişse, ceza 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çıkar.
    • İftira sonucunda maǧdurun daha ciddi zararlar görmesi (örneğin sosyal, psikolojik veya ekonomik açıdan ağır bir zarar) halinde cezada artış öngörülür.
  3. Hafifletici Sebepler:
    • Fail, iftira eyleminden pişmanlık duyup gerçeği açıklarsa ve maǧdurun zararını telafi ederse, cezada indirime gidilebilir.

Namusa İftira Atmanın Cezası

Cinsel İftira ile İlgili Özel Durumlar: Cinsel içerikli suç isnatları, maǧdurun toplum içindeki itibarına ağır zararlar verebileceği gibi, yanlış isnatların ifşa edilmesi durumunda failin cezası ağırlaştırılabilir. Bu gibi durumlarda mahkeme, isnat edilen suçu daha ciddi inceleyerek adil bir hüküm vermeye çalışır.

Cinsel iftira ile karşılaşıldığında, iftiraya uğrayan kişi derhal bir avukata başvurarak savcılığa suç duyurusunda bulunmalı ve itibarını korumak için gerekli hukuki adımları atmalıdır.

Sözlü İftira Suçu

Sözlü iftira suçu, bir bireyin gerçeğe aykırı bir suç isnadını sözlü olarak dile getirmesi ve bu nedenle bir başka kişinin zarar görmesine yol açması durumunda oluşur. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK), bu tür eylemler, genel olarak iftira suçu kapsamında değerlendirilmektedir. Ancak iftiranın sözlü olarak gerçekleştirilmesi, isnadın yayılma şekli ve etkisi bakımından özel bir durum yaratmaktadır.

a- Sözlü İftira Suçunun Unsurları

Sözlü iftira suçu, şu temel unsurların bir arada bulunmasıyla oluşur:

  1. Gerçeğe Aykırı Suç İsnadı: İsnat edilen suç, gerçeğe aykırı olmalıdır. Aksi takdirde, isnat edilen eylem gerçeğe uygun ise iftira suçu oluşmaz.
  2. Sözlü İfade: İsnat, yazılı, görsel ya da başka bir iletişim aracıyla değil, doğrudan sözlü olarak yapılmalıdır. Örneğin, bir topluluk önünde veya iki kişi arasında gerçekleşen diyaloglar bu kapsama girer.
  3. Kast: Failin bilerek ve isteyerek gerçeğe aykırı suç isnadında bulunması gerekmektedir.
  4. Zarar Verme Amacı: Sözlü iftira suçu, maǧdurun itibarını zedelemek, hukuki ya da sosyal zarar vermek amacıyla gerçekleştirilmelidir.

b- Sözlü İftira Suçunun Hukuki Niteliği

Sözlü iftira suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesi çerçevesinde değerlendirilen genel iftira suçunun özel bir türü olarak kabul edilmektedir. Suçun işleniş şekli sözlü olsa da, isnadın etkisi veya yol açtığı zararlar dikkate alınarak ceza belirlenmektedir. Sözlü iftira suçu, yalnızca hakaret içerikli bir ifade olmayıp, gerçeğe aykırı bir suç isnadını kapsar. Hakaret ise, bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici ifadelerden oluşur.

c- Sözlü İftira Suçunun Cezası

TCK 267. maddeye göre, sözlü olarak iftira suçunu işleyen kişiler için uygulanacak cezalar şunlardır:

  1. Temel Ceza:
    Sözlü olarak yapılan gerçeğe aykırı suç isnadı nedeniyle fail, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Ağırlaştırıcı Nedenler:
    • İsnat edilen suç nedeniyle maǧdurun tutuklanması veya hüküm giymesi durumunda ceza, 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına yükselir.
    • İsnadın geniş bir kitleye ulaşması (örneğin, bir toplantıda, kalabalık bir ortamda veya medya üzerinden yayılması) cezayı artırıcı bir unsur olabilir.
  3. Hafifletici Nedenler:
    • Fail, suçun ortaya çıkmasından sonra pişmanlık duyup gerçeği itiraf eder ve maǧdurun zararını telafi ederse, cezada indirime gidilebilmektedir.

d- Sözlü İftira Suçunun Toplumsal ve Bireysel Etkileri

Sözlü iftira, maǧdurun toplum içindeki itibarına doğrudan zarar veren bir nitelik taşımaktadır. Özellikle:

  • Birey Üzerinde: Maǧdurun psikolojik zarar görmesi, sosyal çevresiyle ilişkilerinin bozulması ve itibar kaybı gibi olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
  • Toplum Üzerinde: Adalet duygusunun zedelenmesi ve bireyler arasındaki güven bağlarının sarsılması gibi etkiler yaratmaktadır.

Sözlü iftira suçu, bireylerin şeref ve itibarını koruma amacına yönelik olarak ağır yaptırımlara bağlanmıştır. Bu tür suçların önlenmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi için, hukuki farkındalığın artırılması ve suç isnatlarının dikkatlice değerlendirilmesi gereklidir. Mağdurların, sözlü iftiraya uğradıklarında derhal savcılığa başvurarak şikayetçi olmaları ve haklarını koruma yoluna gitmeleri önemlidir.


İftira Suçu Oluşturan Örnek Olaylar

İftira suçu, bir kişinin işlemediği bir fiili ona isnat etmektir. Bu sebeple, kişinin itibarını zedelemek veya onun hakkında soruşturma açılmasına neden olmaktır. Bu suç, Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesinde düzenlenmiştir. İşte iftira suçuyla ilgili örnek olaylar:

1- Ayrılmak Üzere Olan Eşin İftirası

Bir kişi, eşiyle boşanma aşamasına gelir. Eşine, aralarındaki tartışmaların bir sonucu olarak, işlediği bir suçla ilgili yanlış bir suçlama yöneltir. Örneğin, “Eşim bana şiddet uyguladı” diyerek eşinin haksız yere polis tarafından sorgulanmasına neden olur. Bu durum, iftira suçunu oluşturur çünkü kişi, eşinin işlemediği bir suçu iftira ile suçlamaktadır.

2-  İş Yerinde Çalışan Birinin Hırsızlıkla Suçlanması

Bir çalışan, başka bir çalışanın iş yerinde düzenlenen bir etkinlik sırasında kaybolan para çantasını çaldığını iddia eder. Bu suçlamalar, somut bir delil olmaksızın sadece dedikodulara dayanır. Kişi, çaldığına dair bir kanıt olmadığı halde suçluymuş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu tür bir iftira, suçsuz bir kişinin haksız yere cezalandırılmasına yol açmaktadır.

3- Sosyal Medya Üzerinden İftira

Bir kişi, sosyal medya üzerinden başka birini hedef alarak, “O kişi çocuklara cinsel istismarda bulundu” şeklinde asılsız suçlamalarda bulunmaktadır. Bu durum iftira suçuna girer. Çünkü kişi, mağdurun işlemediği bir suçtan dolayı suçlanmasına neden olmuştur. Bu tür iftiralar, sadece kişiyi itibarsızlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda hukuki sorunlar doğurmaktadır.

4- Bir Arkadaşın Asılsız Şikayeti

Bir kişi, eski arkadaşıyla anlaşmazlık yaşar ve ona karşı kin besler. Bu kişi, arkadaşı hakkında haksız yere “Uyuşturucu madde kullanıyor” şeklinde bir suç duyurusunda bulunmaktadır. Polisin yapacağı soruşturma sırasında, arkadaşının suçsuz olduğu ortaya çıkmasına rağmen, kişi, iftira suçunu işlemiş olur.

5- İş Yerinde İftira

Bir çalışan, işyerinde başka bir çalışanı kıskanır ve ona karşı iftira atar. Bu kişi, iş yerindeki yöneticilere, çalışanın hırsızlık yaptığına dair asılsız bir suçlama yapar. Yöneticiler, çalışanın suçlu olduğunu düşünerek onu işten çıkarırlar. Ancak, yapılan soruşturmalar sonucunda suçlamanın gerçek olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, suçlamayı yapan kişi, iftira suçu işlemiş olur.

6- Siyasi İftiralar

Bir siyasi rakip, diğer rakibini, özellikle seçim dönemlerinde, rüşvet almakla suçlar. Ancak suçlamanın gerçeklikle hiçbir ilgisi yoktur. Bu, bir iftira örneği oluşturur. Çünkü, kişi siyasi rekabetin bir parçası olarak haksız yere rakibini suçlamaktadır.

7- Okulda Öğrencinin İftirası

Bir öğrenci, okuldaki bir öğretmenine karşı asılsız bir suçlama yapar. Öğrenci, öğretmenine “Beni taciz etti” şeklinde yanlış bir suçlamada bulunarak öğretmenin itibarını zedeler. Gerçekle ilgisi olmayan bu suçlama, iftira suçunu oluşturur.

8- Komşunun İftirası

Bir kişi, komşusuna karşı kıskanlık nedeniyle, onun apartmanında yangın çıkardığını ve evinde hırsızlık yaptığını iddia eder. Yapılan araştırmalarda, komşunun herhangi bir suçu işlemediği ortaya çıkar. Komşusu, iftira suçundan dolayı cezalandırılmıştır.


İftira Suçu İle İlgili Yargıtay Kararları

İftira suçu, bir kişiye işlemediği bir fiil isnat edilmesidir. Bu durumda başkasının hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmasına neden olmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesinde düzenlenmiştir.

Yargıtay, failin, isnat ettiği fiilin mağdur tarafından işlenmediğini bilmesi gerektiğini kabul etmektedir. Yani, failin mağdur hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmasını sağlamak amacıyla isnat etmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu bağlamda, failin özel kastının bulunması önemlidir.

Örneğin, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2019/12802 Esas ve 2020/12461 Karar sayılı ilamında, sanığın, müştekiye ait bir aracı teslim etmediği için başlatılan soruşturma sırasında, müşteki hakkında asılsız iddialarda bulunarak iftira suçunu işlediği belirtilmiştir. Mahkeme, sanığın eyleminin iftira suçunu oluşturduğuna karar vermiştir.

Başka bir örnekte, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2019/783 Esas ve 2020/14299 Karar sayılı ilamında, sanıkların, müştekilere yönelik asılsız suçlamalarda bulunarak iftira suçunu işledikleri ve mahkemenin, sanıkları TCK’nın 267/1 ve 43/2-1 maddeleri gereğince cezalandırması gerektiği ifade edilmiştir.

Bu kararlar, iftira suçunun oluşabilmesi için failin, mağdurun işlemediği bir fiili, soruşturma veya kovuşturma başlatılmasını sağlamak amacıyla isnat etmesi gerektiğini ve özel kastın varlığını ortaya koymaktadır.

İftira Suçu Nedeniyle Tazminat Davası Açma Hakkı

Türk Ceza Kanunu’nda iftira suçu, bir kişiye işlemediği bir suç isnat edilmesi durumunda, failin cezai sorumluluğunu düzenler. Bunun yanında, iftira sonucu mağdur, hem maddi hem de manevi zararlar yaşayabilmektedir. Mağdurun, uğradığı zararı tazmin etmek amacıyla ayrı bir maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır. İftira Suçu Nedeniyle Maddi Ve Manevi Tazminat Davası, mağdurun uğradığı zararları tazmin etmek için önemli bir yoldur. İftira sonucu mağdur hem ekonomik hem de psikolojik zarar görebilmektedir. Mağdur, bu zararın tazmini için hukuk yoluna başvurulabilir.

1. Maddi Tazminat

Maddi tazminat, mağdurun iftira nedeniyle uğradığı somut ekonomik zararları karşılamaya yöneliktir. Örneğin:

  • İftira sonucu mağdurun işini kaybetmesi,
  • İş yerinde itibarının zedelenmesi ve gelir kaybı,
  • Psikolojik tedavi masrafları gibi maddi kayıplar talep edilebilmektedir.

Maddi tazminat talep etme şartları:

  • Mağdurun ekonomik zarara uğramış olması,
  • Bu zararın iftira suçundan kaynaklanması gerekmektedir.

2. Manevi Tazminat

Manevi tazminat, mağdurun iftira nedeniyle uğradığı manevi zararın karşılanması amacıyla talep edilmektedir. İftira, kişinin onurunu ve saygınlığını zedelemektedir. Bu nedenle, mağdur manevi tazminat talep edebilmektedir.

Manevi tazminat talep etme şartları:

  • İftiranın, mağdurun kişilik haklarına zarar vermesi,
  • Mağdurun ruhsal sıkıntı veya psikolojik travma yaşaması gerekmektedir.

3. Tazminat Davası Türleri

İftira nedeniyle tazminat davaları maddi tazminat ve manevi tazminat olmak üzere iki farklı dava olarak açılabilmektedir.

  • Maddi Tazminat Davası: Mağdur, somut zararın karşılanmasını talep eder. Bu dava, iftira sonucu ekonomik zarar gören kişinin açabileceği bir davadır.
  • Manevi Tazminat Davası: Mağdurun, kişilik haklarına verilen zararlar nedeniyle açacağı davadır. Bu dava, mağdurun manevi zararlarını karşılamak için açılmaktadır.

4. Dava Açma Süresi

İftira suçuyla ilgili tazminat davası açmak için zamanaşımı süresi 10 yıldır. Yani mağdur, iftira suçu işlendiği tarihten itibaren 10 yıl içinde tazminat davası açabilir.

5. Tazminat Davası Açılması

Tazminat davaları, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılır. Davada, iftira suçunun işlendiğini ve mağdurun bu nedenle maddi ve manevi zarar gördüğünü kanıtlamak gerekmektedir.

Örneğin, bir işçi işyerinde kendisine hırsızlık isnat edilerek işten çıkarılmıştır. Ancak, işçi bu suçu işlemediğini ve iftira edildiğini iddia etmektedir. İşçi, maddi olarak işten çıkarılması nedeniyle gelir kaybı yaşarken, manevi olarak da itibarının zedelendiğini belirtir. Bu durumda işçi, işverenine karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir. İşverenin iftira nedeniyle işçiye tazminat ödemesi gerekebilir.

İftira Suçunda Etkin Pişmanlık ve Ceza İndirimi

İftira suçunda etkin pişmanlık, belirli koşullarda ceza indirimi sağlayabilir. Ancak, etkin pişmanlık indiriminden yararlanabilmek için failin, gerçekten pişman olduğunu ve suçun zararlarını telafi etmeye yönelik adımlar attığını kanıtlaması gerekmektedir.Türk Ceza Kanunu’na göre, etkin pişmanlık aşağıdaki durumlarda uygulanabilir:

  • Suçun kabul edilmesi: Fail, işlediği suçu tamamen kabul etmeli ve suçun sonuçları hakkında doğru bilgi vermelidir.
  • Mağdurun zararlarının telafi edilmesi: Fail, mağdurun uğradığı maddi ve manevi zararı tazmin etmeli ya da mağdurun onurunu tekrar inşa etmek için somut adımlar atmalıdır.
  • Suçun etkilerinin azaltılması: Fail, işlediği suçun toplumsal etkilerini hafifletmek amacıyla bazı adımlar atmalıdır. Örneğin, iftira sonucu mağdurun toplumda kazandığı itibarın yeniden inşa edilmesi için çalışmak.

Bu koşullar sağlandığı takdirde, mahkeme, failin cezasında indirim yapma yetkisini kullanabilir. Ancak ceza indirimi, failin pişmanlığının gerçekliği ve suçun ciddiyeti göz önünde bulundurularak belirlenir. Etkin pişmanlık gösteren fail, mağdurun zararını tazmin etmek amacıyla maddi ya da manevi yardımda bulunabilir, hatta iftiraya uğrayan kişinin onurunu yeniden tesis etmek için toplumsal düzeyde bazı çabalar gösterebilir.

Örneğin, bir kişi, eski bir iş arkadaşına yönelik hırsızlık suçlamasında bulunmuş ve bu iftirayla kişinin işinden olmasına yol açmıştır. Suçun fark edilmesi sonrasında fail, suçunu kabul eder, mağdurla özür diler ve mağdurun işine geri dönmesi için gerekli destekleri sağlar. Bu durumda failin, Türk Ceza Kanunu’ndaki etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak cezası indirilebilir.

Etkin pişmanlık, yalnızca suçun kabul edilmesiyle sınırlı değildir. Failin, mağdurun uğradığı zararları telafi etmesi ve suçun işlenmesine neden olan olumsuz etkenleri düzeltmeye yönelik adımlar atması gerekir. Bu bağlamda, etkin pişmanlık, sadece hukuki değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluğu da içerir.

Av. Aslı Arslantaş