0553 661 52 02 asli@arslantas.av.tr

Çekişmeli boşanma nedir? (TMK m. 166/2,3)

Boşanma davası açabilmek için belli şartlar vardır. Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır. Burada önemli olan davacının ağır kusurlu olmamasıdır. Eğer ki davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Tam kusurlu eş dava açamaz. Eğer davacının tam kusurlu olduğu tespit edilirse açtığı dava reddedilir.

Çekişmeli boşanma davasında mutlak boşanma sebepleri

Çekişmeli Boşanma Davasında 4721 sayılı Medeni Kanuna göre mutlak boşanma sebepleri şunlardır:

Çekişmeli boşanma davası reddedilirse yeniden boşanma davası açılabilir mi?

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddedilmesi ve üç yıl geçmesi hâlinde yeniden dava açılabilir. Fakat bu durumda her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamış olmalıdır. Eğer üç yıl içerisinde ortak hayat kurulamazsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve boşanmaya karar verilir. Eşlerin zorunluluktan dolayı veya herhangi başka bir sebeple bir araya gelmiş olmaları ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamına gelmez.Yargıtaya göre eşler arasında ortak masa, konut ve özellikle yatak birliği gerçekleşmişse ortak hayat yeniden kurulmuş sayılır.

Çekişmeli boşanmada boşanmanın sonuçları nelerdir?

Boşanma kararının eşlerle ilgili mali sonuçları 4721 sayılı Medeni Kanunla düzenlenmiştir. Bunlar:

  • Maddi tazminat (TMK md. 174/1),
  • Manevi tazminat (TMK md. 174/2)
  • Yoksulluk nafakası (TMK md.175),
  • Ölüme bağlı tasarrufların hükümsüz kalması (TMK md.181) ve
  • Mal rejiminin tasfiyesi (TMK md. 202-281) olarak düzenleme altına alınmıştır.

Boşanmanın mali sonuçları için tarafların kusur oranı oldukça önemlidir.Hakim tarafların kusur oranını belirledikten sonra bu kusur oranlarına göre karar verir. Boşanmanın malî sonuçları yönünden, eşlerin kusur durumları “kusursuz, az kusurlu, eşit kusurlu, ağır kusurlu veya tam kusurlu eş” şeklinde belirlenir.

Çekişmeli boşanma davasında maddi ve manevi tazminat nedir ? (TMK174.Md)

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu‘nun 174 üncü maddesi şöyledir: “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir”

  • Boşanma Davasında Maddi Tazminat:

Boşanma Davasında Maddi Tazminat şartları:

  • Taraflardan birinin Boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenmeli
  • Maddi tazminatı kusursuz veya daha az kusurlu taraf talep etmeli
  • Kusursuz veya az kusurlu taraf, kusurlu taraftan tazminat talep etmeli

Mevcut menfaatlerin belirlenmesinde evliliğin taraflara sağladığı yararlar göz önünde bulundurulur. Evliliğin boşanma ile sona ermesi hâlinde taraflar birliğin sağladığı menfaatlerden ileriye dönük olarak faydalanamayacaklardır. Beklenen menfaatler ise evlilik birliği sona ermeseydi kazanılacak olan olası çıkarları ifade eder. Hâkim, boşanmaya sebep olan olaylarda kusursuz veya az kusurlu bulunan eş yararına tazminat ödenmesine karar verme yetkisine sahiptir.

  • Boşanma Davasında Manevi Tazminat:

Boşanma Davasında Manevi Tazminata hükmedilebilmesi için boşanmaya sebep olan olayın, kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi gerekmektedir.Manevi zarar, insan ruhunda kişinin iradesi dışında meydana gelen acı, ızdırap ve elem olarak ifade edilmektedir. Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kabul edilen bir telafi şeklidir. Manevi tazminat miktarı, maddi olarak kesin bir miktar değildir. Manevi tazminat miktarı, talep eden eşin psikolojik olarak yaşamış olduğu sıkıntılara karşılık olarak onu rahatlatacak olan bir bedeldir. Sonuç olarak hâkim, manevi tazminatın miktarını belirlerken, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alarak takdir hakkını kullanmaktadır.

  • Manevi Tazminat Miktarının Belirlenmesi

Hakim Manevi tazminat miktarını belirlerken belli durumları göz önünde bulundurur. Manevi tazminat miktarını hakim, her olaya göre kendisi belirler dolayısıyla kesin bir miktar değildir. Hakim bu miktarı belirlerken şunları dikkate alır:

  • Tarafların ekonomik ve sosyal durumu
  • Kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması
  • Eşin kusur derecesi ve fiilin ağırlığı
  • Ölçülülük ve Hakkaniyet ilkesi
  • Paranın alım gücü

Manevi Tazminata ilişkin Yargıdan Örnekler

  • Eşlerden birinin uygunsuz yaşamı
  • Eşin güven sarsıcı davranışları
  • Eşin pisikolojik ve fiziksel şiddet uygulaması
  • Eşin hakaret etmesi veya aşağılaması
  • Eşlerden birinin ekonomik ve sosyal baskı uygulaması
  • Eşlerin ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kalması
  • Eşlerden birinin birlik görevlerini yerine getirmemesi

Çekişmeli boşanma davasında tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası

Çekişmeli boşanma davasında tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası;

 Eşler arasında boşanma davası açılması hâlinde davaya bakan hâkim gerekli olan geçici önlemleri kendiliğinden almaktadır. Bu durum, TMK’nın “Geçici önlemler” başlıklı 169 uncu maddesi ile “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Boşanma veya ayrılık davası hangi eş tarafından açılırsa açılsın hâkim, alınması gerekli bütün önlemleri alacaktır. Boşanma veya ayrılık davasının açılma tarihinden, dava sonuçlanıncaya kadar devam edecek olan bu nafakaya tedbir nafakası denilmektedir. Boşanma kararının kesinleşmesi ile bu nafaka koşulları var ise eş için yoksulluk nafakası, çocuk için ise iştirak nafakası olarak devam eder.

Çekişmeli boşanma davası süresinde eşler ayrı yaşayabilirler mi?

Boşanma davasının açılmasıyla karı ve koca ayrı yaşamak hakkına sahiptirler. Bu sebeple ayrı yaşayan kadın, kocasından tedbir nafakası isteyebilir. Kadını boşanmaya yol açan davranışları bu kuralı değiştirmez.

Çekişmeli boşanma davasında yetkili ve görevli mahkeme

Boşanma davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir.Boşanma davasında yetkili mahkeme konusunda iki seçenek vardır.Bu mahkeme yerlerinden birinde açılan dava yetkili yerde açılmış kabul edilir:

1. Eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi yetkili mahkemedir.

2. Davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yerde bulunan mahkeme, yetkili mahkemedir.

Anlaşmalı Boşanma Davasının Çekişmeli Davaya Dönüşmesi

  • Anlaşmalı boşanmadan vazgeçmek mümkündür.Taraflar eğer şartlar üzerinde anlaşırlarsa anlaşmalı boşanma yoluyla boşanabilir. Mahkeme tarafından anlaşmalı boşanma kararı kesinleşinceye kadar anlaşmalı boşanmadan vazgeçilmesi mümkündür. Eğer eşlerden biri anlaşmalı boşanmadan vazgeçerse anlaşmalı boşanma davası, çekişmeli boşanma davası olarak devam eder.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.05.2016 (T.C.
Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi Esas: 2016/9943 Karar: 2016/9359 Tarih: 09.05.2016)

Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Delil

  • Boşanma davasında hukuka aykırı olarak elde edilen delil kusur belirlemesinde dikkate alınamaz. Bu delil ile kanıtlanmak istenen olay karşı tarafa kusur olarak yüklenemez.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davalı kadına yüklenen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış fiilinin ispatında kullanılan ve dedektif tarafından çekilen fotoğrafların hukuka aykırı delil niteliğinde olması sebebiyle kusur belirlemesinde esas alınamayacağı, ancak yapılan yargılama ve toplanan diğer delillerden davalıya ait telefon görüşme dökümlerine göre davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunun, ayrıca davacı erkeğin de dedektif tutmak suretiyle kusurlu olduğunun, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının yine de ağır kusurlu bulunduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA karar verildi. (T.C. Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi Esas: 2018/1268 Karar : 2019/3978 Tarih : 03.04.2019)

Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Ses Kaydı Delili

  • Boşanma davasında, diğer tarafın rızası olmadan ses kaydı alınması kabul edilmemektedir. Diğer tarafın rızası olmadan alınan ses kaydının mahkemeye sunulması halinde ses kaydı hukuka aykırı delil olduğundan hakim tarafından değerlendirilmeyecektir.

Davalı-davacı erkek tarafından dosyaya sunulan ve taraflar arasındaki telefon görüşmesinin ait olduğu iddia edilen ses kaydına ilişkin delilin, davacı-davalı kadının bilgisi ve rızası kapsamında kaydedildiği ve hukuka uygun olarak oluşturulduğu hususun davalı-davacı erkek tarafından ispat edilemediği bu kapsamda hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, hukuka aykırı bu delil kusur belirlemesinde dikkate alınamaz ve bu delil ile kapsamında tarafların kusur belirlemesi yapılamaz. (T.C. Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi Esas: 2022/2263 Karar: 2022/3877 Tarih : 25.04.2022)

Boşanma davası süreci için uzman bir boşanma avukatından destek almalısınız. Boşanma ile ilgili diğer makalelerimize buradan ulaşabilirsiniz.